Kırmızı Alarm
Günümüzün en popüler ve en tehlikeli gençlik davranışı diyebiliriz. Son zamanlarda öğrenci koçluğu için bana gelen aile ve çocukların sayısının artışından ve benim de pek yakından şahit olduğum bu konu hakkında yazmak istedim.
Bana getirilen çocuklarda görülen sıkıntı ders başarısında düşüş, dikkat dağınıklığı, aşırı stres ve kaygıyla ve hatta bazılarında ölüm korkusu olarak ortaya çıkan belirtilerle geliyorlar. Ana sebebi araştırdığımızda altından aile içinde şiddet ya da AKRAN ZORBALIĞI çıkıyor.
Akran zorbalığı; aynı yaş grubundan bir çocuk veya ergenin diğer çocuk veya ergene karşı uyguladığı sözel, davranışsal, fiziksel olarak yıpratıcı, incitici ve zarar verici davranışlarda bulunmasıdır.
Zorbalığa maruz kalan çocukların, bu zorbalığı anlaması ve başkasına anlatması zaman alabilir. Çünkü çocuk kendisine inanılmayacağından, dalga geçileceğinden yada zorbalık gösteren çocukların zorbaca davranışların artacağından korkarlar.
Zorbalık gösteren çocuklar yaptıkları davranışları “Şaka yaptık” cevabı çatısı altında gösterebilirler. Akran zorbalığı asla şaka ile karıştırılmayacak kadar önemli bir konudur.
Şakanın Tanımı:Karşısındaki kimseyi kırmadan, incitmeden, eğlendirmek, güldürmek amacıyla söylenen söz ya da yapılan harekettir.
Şakada çocuk rahatsız olmaz. Keyiflidir, mutludur ve şikayet etmez. Fakat zorbalıkta rahatsızlık, incinme ve yıpranma vardır. Çocuk, içinde bulunduğu maruz kaldığı davranışlardan rahatsızdır.
Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar, kendini yalnız ve çaresiz hisseder. Mutsuzluğu her geçen gün artar. Aile içinde öfkeli ve bezgin davranışlar sergileyebilir. İçinde bulunduğu durumu ailesine ve öğretmenlerine anlatmakta güçlük çeker. Bazı çocuklar da tüm gücünü toplayıp anlatır ama bu sefer de aileden ve öğretmenlerinden gerekli ilgiyi görmezler. Zorbalığın devam ettiğini gören çocuklar bu durumun hiç düzelmeyeceğini hep böyle devam edeceğini düşünür. Bir süre sonra içine kapanır, özgüven eksikliği yaşar ve depresif davranışlar sergileyebilir.
Akran zorbalığı olan davranışlar;
Fiziksel şiddet: Çelme takma, saç çekme, başka bir arkadaşı alet ederek ona vurdurtma, itme, tükürme, vurma ya da çocuğa dokunamıyorsa, çocuğa ait bir eşyaya karşı şiddet uygulaması. Defterini kitabını yere atma. Silgi veya kalemini fırlatma gibi.
Sözel şiddet: Alay etmek, dalga geçmek. Çocuğun fiziksel görüntüsüyle boyu, kilosu, saçları, ten rengi, vücudundaki herhangi bir engeli, sağlığı için kullanmak zorunda olduğu bir eşyası(koltuk değneği, gözlük, dişteli) çocuğun ailesinin ekonomik durumu alay ve dalga konusu olmaktadır.
Cinsel şiddet: Rahatsız edici cinsel anlamda dokunmaya çalışmak
Sosyal şiddet: Arkadaş gruplarına almamak, oyunlara almamak, onun etrafında olan arkadaşları da ondan uzaklaştırmak, dışlanmış hissettirmek.
Neler yapılabilir?
Çocuğunuz okulda veya çevresinde yaşadığı bu durumu anlatamaya başladığı anda, çocuğunuzun konuşmasını bölmeden dinleyin. Yargılamayın. Olayı iyice anlayın. Maruz kaldığı zorbalığa karşı nasıl davrandığını, nasıl bir tutum izlediğini ve ne hissettiğini anlamaya çalışın. Zorbalıkla baş edebilmek için zorba davranışlara son vermek gerekir. Okul yönetimi ve öğretmenlerinin bu konuya yaklaşımı ve tavırları çok önemlidir.
Fakat günümüzde yapılan en önemli hata; problem yaşayan çocukların problemli kabul edilmesi ve onlara;"Bu böyle bir karakter, hayatında daha böyle insanlar çıkacak, sorun sende çünkü sen çok hassassın ve hakkını aramayı bilmiyorsun. Sen de onun gibi olmaya çalış. Takma." gibi telkinler verilerek esas problemli çocuğun davranışını normalleştirmek, olması gereken insan profilimizi, hassasiyetimizi, merhametimizi ve empatimizi törpüleyip problemli çocuk profiline yönlendiriyor olması.
Zorba çocuklardan ziyade, zorbalar tarafından mağdur olan çocuklara karşı bir eksik tamamlama işine girişilmesi. Aile ve öğretmenlerin merhametsiz, duyarsız yetişkinlerin tohumlarını daha okul sıralarında el birliğiyle attıklarının farkında olmayışları.
Sınıfta zorbalık yapan çocuğun da ciddi desteğe ihtiyacı vardır. O çocuğumuza da destek olmalı ve bir uzmandan destek almaya mutlaka yönlendirmeliyiz. Bu konunun dikkate alınması, gelecekteki sağlıklı yetişkinleri oluşturabilmemiz için velilerin ve özellikle de Rehber öğretmenlerin yapması gereken altın bir hareket olacaktır.